30 Ekim 2014 Perşembe

korkak

korkaksın sen! ne diye söyliyeceğin şeyleri içinde tutuyorsun ki? düşündüğün kelimeler ağzından çıktığında dünya çalkalanmayacak. ''görüyomusun hişştt bak ne dediii?'' demeyecekler senin için. hoş derlerse de desinler. sen söyledin o cümleleri. senin benliğinden çıktı o sözükler, cümleler, kelimeler... sensin o. seni seven düşüncelerinle sevsin seni. kendi benliğinle sevsinler seni. 

beyninden geçeni içine atma. söyle! böyle olmaz.'' içine ata ata ne hala düştün tuta tuta çatlayacaksın be adam!'' diye bi şarkı vardı. o gelsin size gülşenden.


''Bir şeyin, haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir.'' demiş konfiçyüs. korkak mısın sen? taa yıllar önce söylenmiş bi şey bu. bi bildikleri var ki söylemişler.ayrıca sen içinden geçeni söylemedikçe kimseye bi şeycik olmayacak.içine atıp atıp kendi kendine dert edinir duracaksın o kadar. o yüzden savaş kendi benliğin için kendinle. içinden geçeni söyle kalırsa yazık olur. kimseler benzemez sana!


rahatla.. gevşe.. ve bir dahaki sefere içinden geçeni söyle. söyle gitsin. bu kadar basit. seni seven böyle sevsin. sevmeyen de siktir olup gitsin. işte o kadar.


iyi geceler




28 Ekim 2014 Salı

aşk hastalığı

aşk aşk aşk deyip duruyorsun. bıkmadın mı bu zırvalıktan? acıdan başka ne getiriyo bu aşk dediğin sana? başka birine saplanıp kalıyosun. bunun neresi güzel? sevgi varken aşka ne gerek var? böyle bu şekilde bir sürü soru sorabilirim. ama kafi bence.

asıl meselemize gelelim. nedir bu aşk dedikleri?

aşk tutsaklıktır. başka bir insana kendinden daha çok değer verip onu  benmerkezine oturtmaktır. onun etrafında fır dönmektir. kısacası şuur kaybıdır. ya abi bi insan birini kendinden daha fazla sevmemeli bence. kendini sevmeli. kendisini değer versin ki karşısındaki insan ondaki değeri görsün. öyle ona değer versin. sevsin. ama aşık olmasın. aşk saplantı gibi bir şey. kendini kaptırırsan aşk kendini kaptırmazsan sevgi olur.

o yüzden elinizden geldikçe aşık olmayın diycem, kendinizi tutun diycem ama tutamayacak olucaksınız. biz de körü körüne öğrenmedik, denedik öyle öğrendik gerçi. ama önemli olan tecrübelerden ders alarak daha az hasarla öğrenmek. o yüzden söylediklerime kulak verip kaptırmayın kendinizi çok fazla. biri gider biri gelir. her sevgilinizle evleneceksiniz diye bir şey de yok. evlenmeyi düşlemeye başlarsanız kesin aşık olursunuz.

o yüzden anı yaşayın. hayatınıza bakın.

saçma sapan şeylere takılmak yok. durmak yok, eğlenceye devam ;) iyi geceler.

19 Ekim 2014 Pazar

ikizler burcu

ikizler burcu şöyledir böyledir der durur ama bugüne kadar isim yapmış herkesin(yani çoğunun) ikizler burcu olduğuna bakmazsınız. bre gavatlar! öğrenin de gelin.

ikizler burcu kadınıyım. boyum 168 erkeklerden hoşlanırım afsefdsgsdfavg. tamam ciddileşiyorum. ikizler burcunu çekemeyen insanlara anten takmak için burdayım şimdi de. ne boka yarıyosunuz lan. içimiz dışımız bir. neşeliyiz heyecanlıyız. yaptığımız işlerde bir numarayız. yapmadıklarımız bizi ilgilendirmez. senin aklından geçen bir şey için biz aynı anda milyonlarca şey düşünüyoruz canısı. hayırdır? (milyonlar biraz abartı olmuş olabilir aldırmayın gazdan duramayrum) aklına gelebilcek her şey hakkında konuşabiliriz. genel kültürümüz yerinde. çoğu insan gibi saçma sapan şeyleri takmayız. taksak da bilerek takarız. bilmeden yapamadığımız bi bok yok. ben mesela aklımı kontrol edebiliyorum adet dönemlerimi geçersek. gerçi o zaman da kontol edebiliyorum ama hormonlarım rahat durmuyo ben napayım. benim gibi milyonlarcası var dışarıda sağda solda. bugünlere kadar gelmiş marlyn monroe da ikizlerdi. bush puştu da ikizler. tansu çiller zillisi de öyle. braangelinanın angelina sı da ikizler. çarkıfeleğin malisi. lan o şiirlerini okuduğunuz atilla ilhan da ikizler. adile naşitten, bob marleye, bülent ecevitten bülent ersoya, can dündardan che'ye, clint eastwooddan haluk bilginere,kenan doğuludan kenan imirzalıoğluna kadar lan. siz hayırdır? öyle bakarsınız işte. nerde çılgınlık varsa oraya imzamızı atarız biz güzelim. sen kiminle aşık atıyosun? son olarak;

kaptırın kendinizi bir çılgınlıklara 
elbet böylesine yaşamak daha iyi 
bir gün ölüp yem olmaktansa balıklara

9 Ekim 2014 Perşembe

üniversite arkadaşlığı

hay gays. nabersiniz? nasılsınız? ben de iyiyim tişikkirler.

bugün günlerden perşembe. az kaldı cumartesine. sıkın azcık dişinizi. ben rahatım tabi. hocalarımız sağolsun bayram sonrası ders yapmayalım dediler. açık açık; ''siz burda olmazsanız ders yapamazyız, duvara mı ders anlatıcaz? o yüzden size kalmış bi durum.'' diyip bize gücümüzü farkettirdiler. Ee haliyle gitmedik. gitmedim. belki de gitmişlerdir bizim şerefsizler. bilmiyorum ki. neyse niye gitsinler ki? gitmemişlerdir canım. neyse gitseler de not buluruz elbet. 

üniversite dönemimden bir kuple dinlediniz. sevgiler.

bugün çok standart bir gün olarak başladı ama akşama her an her şey değişebilir. bizde deliler hiç eksik olmaz. herbiri birbirinden manyak bizim çocukların. severim kerataları. sağolsunlar onlar olduğu sürece bir günümüz bir günümüze benzemiyor. her gün başka bir şey. her neyse ben niye size bizimkileri övüyosam. gene saçmasapan şeylerle döşedim buraları. ama napayım beni anlamanız için kendimi tam olarak size anlatmam lazım. e anlatıyorum ya. tanıyın işte.

üniversite hayatı önemlidir gençler. her birimiz elimize işimizi aldığımızda özleyeceğiz buralardaki anılarımızı. kimimiz belki bir daha hiç görüşemeyeceğiz. bambaşka hayatlarımız olucak. o yüzden nerde olursanız olun üniversite hayatınızdan zevk almaya bakın. 

bütün her şey ders değildir. arkadaş ortamıdır. arkadaşlarınızı olgunlarından seçerseniz, her ortamda eğlenirsiniz. biz dersten arta kalan vakitlerimizde 101, batak falan oynuyoruz. -ben batak bilmiyorum onlar oynuyor ben izliyorum.- geziyoruz, tozuyoruz, eğleniyoruz. ama hep sevdiğimiz insanlarla. ve birbirimize öyle çok giydiriyoruz ki. ne makaralar ne makaralar... neyse ki hepimiz aynı kafadayız kimse kimseye alınmıyo. alınsak da rahat rahat senin ağzını burnunu dağıtırım lan doğru düzgün konuş diye araya girebiliyoruz. 

kısacası kendi denginiz arkadaşlar edinin.
ve 
kendi kendinizi hem duygusal hem mantıksal anlamda eğitip geliştirin. 

benden bu kadar. 
arividerçi.


5 Ekim 2014 Pazar

mö de mö

meraba gençler. bugün kurban bayramı malum. bizde dün gittik kurban ettik o güzelim hayvanı. yazık. üzüldüm. ''böyle olmak zorunda değildi.'' diye düşündüm.

ya hayvanlar bir olup bizi kurban etselerdi?

ankaraya geldim bayram diye. ailemin yanına. sonra gittik geredelere o güzelim hayvanı kesmeye. deliymiş. bir türlü yatıramadılar hayvanı. direndi de direndi. o direnirken yan tarafa ineğin teki geldi. mö de mö. bizimkisi duyunca kızın sesini anladı başına bişey gelicek. ağladı lan. bildiğin ağladı hayvan ''kaçamıyorum sevgilim güle güle'' dercesine möleyerek, tuttu gözlerini kapatsın diye takılan poşeti çıkardı attı. nasıl korkmuş nasıl üzülmüş. pörtlek pörtlekti gözleri. sonra sevdiceğinin( belki arkadaşı bilmiyorum ben sevgilisi yerine koydum) gözlerinin önünde katledildi hayvancağız. biz yiyelim diye. bayram diye.

niye mi anlattım bunları? vejeteryan falan değilim. hayvan hakları koruyucusu falan da değilim. sadece.. üzüldüm lan işte.

sonuçta o hayvancağızın etini yedim mi yedim.
bunları yazıyosun madem yediğini niye söylüyosun eh be güzelim? der gibisiniz. duyabiliyorum. ama hepimiz senede bir kez aynı şeyleri yaşıyoruz hemen hemen değil mi? ben sadece bunları dile getirdim. paylaşmak istedim. işte hepsi bu kadar.