cahil insana laf anlatmak 'zor' diye bi şey yok. imkansız. cahile bir laf anlatacağına git bin tane şey öğren. en azından değerini bilen birini bulur anlatırsın, bi faydan olur. araştırın bilgilenin ekonomiye can verin. cahilin ağzına laf vermeyin.
cahil diye bahsettiğim adam.. babam.. hiç anlaşamadık babamla. annem de öyle.. kardeşim de(kardeşim arayı idare edebilen tek kişi ama o da anlaşamıyor.).. annemle babam arasında bi kuşak çatışması var. ve kesinlikle birbirlerinin dilinden anlamıyorlar. arada kalan tabi biz çocuklar.. işte ben o arada kalmalardan hoşlanan bi insan değilim. dedim babamdır.. bizi anlayabilir. iletişim kurabilirz, konuşabiliriz dedim. dedim dedim de nerdeee?? babam bildiğin gelenekselci, kimselere eyvallahı olmayan ille de ben, benim dediklerim diyen bi adam.. olmaz olsun böyle baba dedirtti bana ya. bi insan kızına nasıl böyle davranabilir?
internette psikolojiyle alakalı bi eğitim vardı. karşıdaki insana önce olumlu yönlerini söyleyip sonradan eleştirini yaparsan, karşıdaki eleştiriyi tehdit olarak algılamıyormuş. önce öv, sonra eleştir. bunu yapmaya çalıştım babama. sen iyi bi babasın ama bağırmaman, dinlemen lazım dedim babama. sonuç; olumsuz tabi. bi de üstüne bağırmalar, küfürler, sen kimsinler, piç kurusular.. neler de neler. özet geçersek sonu karakolda bitti.
psikolojik şiddetten ifade versem bile siciline işliycekmiş.. bunu duydum. bu yetmezmiş gibi bir inkar çabaları, yalanlamalar bi de üstüne mağdurum ben ayakları.. çıldırdım.
babam dediğim adam cahil bir adam. (cahil dediğime bakmayın, okumuş etmiş, çalışan bi adam) gelenekselleşmiş aile yapısının dışını düşünmeyen, geçmişinde yaşayıp değişime açık olmayan bi adam. ben bu yüzden babama cahil diyorum. tek gerçek o. dünya yalan. e bunu değiştirmeye çalışırsan... e bi de üstüne bunun abisi var kardeşi var... onlar da sana karşı doldurursa.. sonuç ne olur.. evlat=düşman. ha bu olaylardan dolayı değil aramızdaki evlat düşmanlığı.. ben kendimi bildim bileli var. çocukken ne kadar tapsam da babama.. (o zamanlar çocuktum. her kız gibi aşıktım babama.) güzel de büyüttü beni bi elim yağda, bi elim bağda.. ama bi kız çocuğu için en önemlisi babadır baba. maneviyattır.. e hani? hani benim fikrini sorup sayacağım babam? konuşabileceğim babam?
demem o ki.. siz siz olun laf anlamayıp, dinlemeyene bi iki çift laf anlatmaya çalışmayın. siz zararlı çıkarsınız. anlamayacaklar sizi. sen ne desen boş.hatta mark twain'in bi lafı var; '' cahil insanla tartışmayın. önce sizi kendi seviyesine çeker, sonra da tecrübesiyle yener.'' diye. he diyin geçin.
tecrübemi alın saklayın bi köşenize.
benden bu kadar.
27 Kasım 2014 Perşembe
22 Kasım 2014 Cumartesi
depresyon
selam cınım. ıyy kendmden iğrendm nasıl konuştum ben öyle. neyse.. ee naber? çok suskun gördüm seni. hayırdır hiç mi dışarı çıkmıyosun? e bu sıkkınlığın niye o zaman? olmaz bu böyle kalk dışarı çıkıyoruz. sokaklar bizim! depresyona sıkıntıya hiiiçç gerek yok. ben seni seviyorum. gerçekten. seni tanımama gerek yok. insan insanı sevmeli. ayrıca: bi daha mı gelicez dünyaya?
bugün annem durup dururken ağlamaya başladı. e kadın hep evde. dışarı çıkmıyor ki. arada bi teyzeme ananeme gitmekten başka yaptığı bi şey yok. ama onlar da anneme iyi gelmiyo. 20 küsür yıldır ayrı kalınca sonradan birleşmek, eskisi gibi olmak zor oluyor. ev ev ev... çalışan bi kadın için ev demek depresyon demek.
annem emekli olduğu gibi dükkan açmıştı, mutluydu dükkanında. ama bazı sebeplerden dolayı kapatmak zorunda kaldık. annem ne zaman bir şeylerle uğraşmayı bıraktı, o zaman hastalandı. kura kura kanser oldu. hastalığı sebebiyle ankaralara gelmek zorunda kaldık. şimdi atlattı iyi çok şükür. ama moral ya... moral her şeyden önemli.
neyse ben ne diyodum? annem ağladı işte. evde kura kura bi hal olmuş. e ben de okuyorum, annemin yanında olamıyorum ki. babam desen ayrı bi dünya. (yürümez artık onların ilişkisi) kardeşim var bi işte. -o da çok iyi be. harbiden sağlam bi kardeşim var.- ama o ne yapabilir ki? lisede daha. hem kız kıza dertleşmek varken ona noluyomuş. demem o ki yalnız kaldı annem ankaralarda.
dışarı çıkalım dedim çıkmadı. çıkartamadım ya kadını. sonra gidip çiçek aldım, kitap alıp hediye paketi yaptırdım, atkı aldım.. psikolojisi düzelsin diye dışarıyı ayağına getirdim biraz biraz. ama insan istemezse kimse onu düzeltemez. düzelmek isteseydi beni dinlerdi. ama dinlemedi. psikolojisi bozuk olduğu için göremiyo bi şeyleri. mutsuzum da mutsuzum.. peki tamam mutsuzsun, bi de üstüne mutsuzluğundan da mutsuzsun. e peki mutluluğun için ne yapıyosun ah be güzelim? mutlu olmak isteyen insan mutluluk için çabalar. mutlu olmak için bi bahane bulur kendini dışarı atar. arkadaşlarıyla buluşur. yapmadığı değişik bi şeyler yapar. e hani nerde?,
depresyon denilen şey insanın sürekli aynı şeyleri yapıp aynı kişilerle haşır neşir olmasından dolayı oluşan bir müessese. o yüzden bir düşünürün de dediği gibi :''Daha önce hiç sahip olmadığın bir şeye sahip olmak istiyorsan, daha önce hiç yapmadığın bir şey yap.''.
depresyon denilen şey insanın sürekli aynı şeyleri yapıp aynı kişilerle haşır neşir olmasından dolayı oluşan bir müessese. o yüzden bir düşünürün de dediği gibi :''Daha önce hiç sahip olmadığın bir şeye sahip olmak istiyorsan, daha önce hiç yapmadığın bir şey yap.''.
bunu anlatmamdaki sebebi anlamış olduğunu düşünüyorum.
anlamadıysan da şöyle söyleyeyim;
kalk git kendini dışarıya at!
:)
14 Kasım 2014 Cuma
öğrenci
merabalar efenim, zevk-i şahaneniz yerindelerdir umarım. (doğru mu yazdm ki bilmiyorum. zaat-ı şahane de olablir doğrusu. işte öyle bir şey. bilmiyorum.) ben ayvayı yedim de umarım sizin keyifler yerindedir. çok da yedim sayılmaz aslında ama sanırım epeyce bi uyumamam lazım.
pazartesi tam 3 tane sınavım var benim. helpme pls helpme. hem de birer saat arayla. ondan çık ona gir ondan çık ona gir... bi de üstüne ertesi günü turp gibi bi hukuk sınavı.. anlıyacağın babalara geldim. tey tey tey. o zaman ''küçük ibodan - helvanı yerim inşallah senin'' ben den size gelsin. merak edenlere video.yu altta paylaştım. neşelenelim biraz hep ders hep ders olmaz ki..
mesele ne senin benden ayrılman dırı dırırıt... mesele şu ki insanoğlu her şeyin üstesinden gelip çözüm üretmek için yaratılmışken... hele de türklerin kafası bunca akılalmaz şeye bi çare bulmuşken.. nasıl olur da derslerini geçemez? nasıl geçemez abi ya? tek bi mantığı var her şeyin. kendi tekniğini bul ve bütün derslere uygula. bunu mu beceremediniz yani?
sadece derslere de değil bütün anlamlandırmaya çalıştığın şeyleri de tek bi mantık üzerinden algılayabiliyosun abi ya. yapmayın etmeyin gözünüzü seveyim.
kendi mantığımı anlatayım size. örnek olsun burda bulunsun. belki kendi yolunuzu çizmenize yardımı olur:
önce yazılan,anlatılan şeyi oturup anlamak, kafada oturtmak lazım. bilgiyi edindin. bunu basitleştirmen lazım ki unutmayasın daha kalıcı olsun. ben kelimeleri sadeleştirirm hep mesela. bi de üzerine bunları bi şekle şemale soktun mu.. yani neden-sonuç ilişkisi içerisinde simgeselleştirdin mi tam olur. tadından yenmez.
afiyet olsun..
bu da snav zamanındaki bir öğrencinin dramıydı.
sevgiler..
not: videosunu koyamadım. linkini attım. küçükk ibo..
pazartesi tam 3 tane sınavım var benim. helpme pls helpme. hem de birer saat arayla. ondan çık ona gir ondan çık ona gir... bi de üstüne ertesi günü turp gibi bi hukuk sınavı.. anlıyacağın babalara geldim. tey tey tey. o zaman ''küçük ibodan - helvanı yerim inşallah senin'' ben den size gelsin. merak edenlere video.yu altta paylaştım. neşelenelim biraz hep ders hep ders olmaz ki..
mesele ne senin benden ayrılman dırı dırırıt... mesele şu ki insanoğlu her şeyin üstesinden gelip çözüm üretmek için yaratılmışken... hele de türklerin kafası bunca akılalmaz şeye bi çare bulmuşken.. nasıl olur da derslerini geçemez? nasıl geçemez abi ya? tek bi mantığı var her şeyin. kendi tekniğini bul ve bütün derslere uygula. bunu mu beceremediniz yani?
sadece derslere de değil bütün anlamlandırmaya çalıştığın şeyleri de tek bi mantık üzerinden algılayabiliyosun abi ya. yapmayın etmeyin gözünüzü seveyim.
kendi mantığımı anlatayım size. örnek olsun burda bulunsun. belki kendi yolunuzu çizmenize yardımı olur:
önce yazılan,anlatılan şeyi oturup anlamak, kafada oturtmak lazım. bilgiyi edindin. bunu basitleştirmen lazım ki unutmayasın daha kalıcı olsun. ben kelimeleri sadeleştirirm hep mesela. bi de üzerine bunları bi şekle şemale soktun mu.. yani neden-sonuç ilişkisi içerisinde simgeselleştirdin mi tam olur. tadından yenmez.
afiyet olsun..
bu da snav zamanındaki bir öğrencinin dramıydı.
sevgiler..
not: videosunu koyamadım. linkini attım. küçükk ibo..
Etiketler:
helvanı yerim,
küçük ibo,
mantık,
öğrenci,
öğrenmek,
sınav,
sınav zamanı
11 Kasım 2014 Salı
hayat güzel
napıyosun bugün? evde kendi kendine oturup kuruyo musun? sıkılıyo musun?yapma. dışarda bi hayat var. git ve onun tadına bak. hoşuna gidecek.ne gerek var üzülmeye? saçma sapan şeyleri takmaya? hayata üzülmek için gelmedik. onu bunu şunu dert edip duracağına, her anının tadını çıkar. şöyle düşün. 1 dakikan var. o an ne yapmak isterdin? uçmak mı? git paraşüte bin. gezmek mi? kalk gecenin köründe atla canın nereye istiyorsa oraya git. böyle yaparak sadece kendini kısıtlarsın. kendini engelleme. bi kalıba sığmaya çalışma. iste ve... yap.
insanlar bizim eksikliklerimizi gidermek için varlar. öyle olmasaydı bütün dünyada tek başımıza yaşayabilirdik. kimseye bişey sormaz, her şeyi kendi kendimize yapardık. düşünsene koskoca dünyada tek başına... kimse yok, kimseye ihtiyacın yok. sadece sen...
insanlar senin ihtiyacın olduğu kadar var. üzgün olursan kendi kendini teselli edemediğin için 'birine' anlatmak isteği duyarsın. çünki birine ihtiyacın vardır. gülmek,eğlenmek için neşeli, makara arkadaşlarınla vakit geçirirsin. çünkü onların vereceği neşeye ihtiyacın vardır. yani senin istediğin kadar var hepsi. sen istemezsen hiçbiri yok.
o yüzden insanları kafana çok dert etme. hepsi bugün var yarın yok.
o yüzden sorunları dert etme onlar da bugün var yok.
hiçbir şey durmuyor. hayat durmuyor. kimse durmuyor. bi şekilde hep devam ediyor. sen durunca kimse senle birlikte durmayacak. sen üzüldün diye kimse oturup 'aa bak üzülüyomuş' diyip seninle oturup ağlamayacak. durmayacak. onlar hep eğlenicekler. o yüzden...
seçim senin.
ya otur sorunlarından sorun beğen...
ya da ...
7 Kasım 2014 Cuma
bir hikaye denemesi
KAÇIŞ
durmak bilmeden koşuyorum. nefes nefeseyim. nereye gidiceğimi bilmeden bir sağa sola.. kahretsin hala izimi kaybettiremedim. neden bırakmıyor ki peşimi. kimsin lan sen? kim lan bu? ben ne yaptım ki? ne vazgeçmez herifmiş ya. vay anasını... tek yönde kapana kısılcam diye korkuyorum. korkma korkma korkma. korktuğun şey başına gelir.
iki seçeneğin var güzelim. ya kurtulucan bundan ya da karşısına geçip dikilcen bunun. seçim senin. birden durdum ve arkama döndüm. ''kimsin lan sen?''. elindeki tabancasını dayadı şakaklarıma. ''sen benim kim olduğumu gayet iyi biliyorsun küçük hanfendi!''.
''kahvemi içmiş, dükkandan çıkmışken peşime takılıyorsun. ve seni tanıdığımı mı iddia ediyorsun?''
''dalga mı geçiyorsun lan sen benle? bu yüzü nerde görsem tanırım. seni pis sürtük.''
''hey hey hey yavaş ol bakalım. alnıma silah dayadın diye bana bu şekilde davranamazsın. ben sana ne yapmış olablilirim ki beni böyle silahla kovalıyorsun? ananı bacını mı vurdum? sevgilini mi tartakladım. yoksa seni birileri mi tuttu? onlara mı bi şey yaptım? hayırdır?''
''bana bak benim canımı sıkma. madem tanımıyosun neden kaçtın benden? bırak şimdi soru sormayı da geç önüme, yürü gidiyoruz.''
''elinde silahınla üstüme üstüme geliyorsun ve ben neden kaçıyorum öyle mi?'' kolumdan tutup çekti.''hey nereye?''
''lan kafana silah doğrultmuşum bi de bana nereye diye mi soruyosun? oyun mu oynuyoruz burda? yürü benim asabımı bozma. sıkıcam bak şimdi kafana.''
*
her yer kapkaranlıktı. ''çıkarsana şu gözümdekini.'' bir-iki dakka bekledim hiç ses gelmedi.''zorluk çıkarmadan neler olup bittiğini öğrenmeye geldim ben. isteseydim kaçabilirdim ama kaçmadım. şimdi lütfen şunu çıkarın artık.yeter.''
önce ellerimi çözdü. sonra gözümdekini çıkardı. ve yüzümde birden bir şimşek çaktı sanki. ''ah.''
''gerizekalı seni. neredesin sen? seni benden önce bulacaklar diye öldüm öldüm dirildim resmen.''
''sen.. bensin. bir dakika... nasıl olur?''
''hadi çık dışarı. gitmemiz gerek. kaltak! beni nasıl unutabildin? beni beni ya kardeşini?'' -klasik bihter sahnesi- gülüştük.
''bende de ne yetenekler varmış ama ya? on numarayım hani.''
''bi an gerçekten beynini falan sildiler sandım cadı. hadi bakalım az daha durursak bizi fena s*kicekler.''
''bi an gelmiyceksin diye çok korktum. kim bunlar? ne işler çeviriyosun gene. biran önce gidelim hadi konuşacak daha çok konumuz var.''
...devamı çok yakında...
Etiketler:
başlangıç,
bir hikaye denemesi,
ikizler,
kaçış,
silah
6 Kasım 2014 Perşembe
eski bir arkadaş
günlerden bir gün eski arkadaşlarımdan birini buldum. yani bugün. rahat bi 6 7 yıldır görüşmüyoruz. açtık kameradan konuşuyoruz ordan burdan şurdan. ''ya sen nasıl bi kız oldun ya sen nasıl bi adam oldun'' dan girdik ''görüşelim ya'' ya bağladık ''iş konusunu hallederiz''den çıktık. velhasıl özlemişiz. aslında özlencek pek bişey de yok ortada hani ama. iyiydik ya. onun piç dönemleri, benim mal dönemlerim.. öyle geldi geçti işte. o zaman da doğaldık şimdi de doğalız. ah be ne güzel günlerdi. bunu diyeceğim hiç aklıma gelmezdi bak. neyse geldi işte.
bu muhabbet bana 3 4 saate mal oldu. ve ben gene bir dersten kaçma bahanesi buldum kendime. vizeler mizeler çok fena giricek bize vizeler..
yaşayın gençler. zamanlarınızı dolu dolu yaşayın.<yaşlanmışım gibi bi izlenim oldu orda velhasıl ben yaşlı diğilim.>zamanında saçma sapan yaptığınız şeyler bir gün gelip yüzünüzü güldürecek. ''ne malmışım la ben'' diyeceksiniz. gün gelicek ders çalıştığınız çalışmadığınız dönemleri bile özleyeceksiniz.o yüzden yaptığınız hareketleri düşünmeden yapın, düşünerek de yapabilirsiniz tabi ama doğal olun. elalem ne der derdine düşmeyin bre ahali. bu hayat sizin. onlara ne? yaşadığınız her an sizin için değerli. anı yaşayın ve yaşadığınız anın değerini bilin.
güzel günler sizinle olsun.
ah kahretsin, duygulandım öhöm öhöm
bu muhabbet bana 3 4 saate mal oldu. ve ben gene bir dersten kaçma bahanesi buldum kendime. vizeler mizeler çok fena giricek bize vizeler..
yaşayın gençler. zamanlarınızı dolu dolu yaşayın.<yaşlanmışım gibi bi izlenim oldu orda velhasıl ben yaşlı diğilim.>zamanında saçma sapan yaptığınız şeyler bir gün gelip yüzünüzü güldürecek. ''ne malmışım la ben'' diyeceksiniz. gün gelicek ders çalıştığınız çalışmadığınız dönemleri bile özleyeceksiniz.o yüzden yaptığınız hareketleri düşünmeden yapın, düşünerek de yapabilirsiniz tabi ama doğal olun. elalem ne der derdine düşmeyin bre ahali. bu hayat sizin. onlara ne? yaşadığınız her an sizin için değerli. anı yaşayın ve yaşadığınız anın değerini bilin.
güzel günler sizinle olsun.
ah kahretsin, duygulandım öhöm öhöm
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)